Bugünlerde “Kürt” Olmak …”

 

Yukarıdaki başlık, Vatan Gazetesi yazarlarından Tuğçe Baran’ın geride bıraktığımız hafta Vatan gazetesindeki köşesinde yazdığı yazının konu başlığı.. Son 3 aydır ülkemizde yaşanan nahoş olayların neticesinde gündeme sıklıkla gelen ve Türkiye gündeminin en tepesinde yer alan şiddet-terör-çatışma ve buna paralel olarak ulusal basınında katkıları sonucu Türkiye’nin birçok yerinde yaşanan bazı linç girişimleri bizleri derinden üzmekteydi. Bizler sürekli barış nidalarını dillendirir ve huzurun gelmesi için yapılması gerekenlerin her kesimden insanlar tarafından mutlak suretle yapılması gerektiğinin altını her defasında açıklarken, özellikle bazı kesimlerin sürekli insanların etnik yapılarını potansiyel bir suçlu gibi göstermelerini anlamakta zorluk çektiğimi de vurgulamak isterim.

Bunun yanında yine insanların dilleri, dinleri, ırkları renkleri üzerinde siyaset yada rant sağlama mantığına başvurmalarının insanlık suçu olduğu gibi, yine doğuştan insanın kendi iradesi dışında insana verilen bazı haklardan dolayı onları suçluymuş gibi yada red etme gibi bir mantaliteye sahip olmakta en az o kadar insanlık suçudur diyebiliriz. Ondan dolayı güzel ülkemiz Türkiye’nin barış ve huzur ortamı içerisinde yaşamasını istemek herkesin dileği ve hakkı olmalı. Ancak bunu yaparken farklılıkların haklarını da demokratik çerçeveler de ele almamız yine insanlık ailesinin kendisine yapacağı en iyi doğru bir hak olsa gerek. Ondan dolayı Kürt olmak ya da Türk olmak bir yana, öncellikle insan olmayı ve dillere, dinlere, kültürlere, saygı, hoşgörü ve kabul etmeyi bir zenginlik saymalıyız diye düşünüyorum. Çare daha çok demokrasi, çare daha çok barış, çare daha çok iş aş ve insan hakları çerçevesinde kendimizi-bir birimizi sevmemiz saymamızdır vesselam…

Kısaca tığçe baranın dediği gibi,” Sayın halkımız yine unuttu ki biz iç içe yaşıyoruz. Ve yine unuttu ki Kürt dediğin sadece inşaat işçisi değildir, Kürt dediğin sadece pazarcı değildir, Kürt dediğin sadece esmer değildir vs vs…

Sözü fazla uzatmadan Tuğçe Baran’ın Vatan gazetesinde yazdığı köşe yazısını yorum katmadan sizlere ilginize  sunuyorum,”

 

Bugünlerde “Kürt” olmak

“Bir Kürt arkadaşım anlatıyor: “İki gün önce Nişantaşı’nda bir berbere gittim. Tıraş olacağım. İçerisi kalabalık. Bir yandan iş yapılıyor bir yandan haberler izleniyor. Her ekranda başka bir kanal. Girdik mi girecek miyiz..

 

Sonra DTP başkanı çıktı. Üzüntülerini söylemeye çalışıyorlar. Koro halinde küfür başladı. Kıyamet kopuyor. Televizyonu kıracaklar nereyse. Hep beraber bağrışmaya başladılar: ‘Kürtlerin tümünü kesmek lazım zaten, her tarafı bir güzel bombalayacaksın, taş taş üstünde bırakmayacaksın, Diyarbakır diye bir şey kalmayacak, gerekirse canlı canlı gömeceksin, hepsi hain bunların..’

 

Hadi bakalım! Sıkıysa görüş belirt. Sıkıysa de bakalım “Baba bombalamayı düşündüğün yerlerde benim anam, babam, kardeşim, anneannem, babaannem, dedelerim, yeğenlerim, kuzenlerim ez cümle bütün sülalem yaşıyor”. Bir elinde ustura bir elinde bir KÜRT kafası, hadi bakalım davet et o berberi akla mantığa!!..”

 

Hayır edemezsin. Zira hadise PKK aleyhtarlığından komple bir Kürt aleyhtarlığına döndü..

 

Ve Kürtler sanki sadece Diyarbakır, Van ve Hakkari’de yaşıyorlarmış gibi sokaklara ulu orta, en küçük bir frene basmaya gerek duymadan Kürt aleyhtarlığı yapılmaya başlandı.

 

Manava gidiyorum, küfür kıyamet, eczaneye gidiyorum küfür kıyamet, kuru temizlemeciye gidiyorum küfür kıyamet..

 

Sayın halkımız yine unuttu ki biz iç içe yaşıyoruz. Ve yine unuttu ki Kürt dediğin sadece inşaat işçisi değildir, Kürt dediğin sadece pazarcı değildir, Kürt dediğin sadece esmer değildir.

 

Müşteri diye taksine aldığın sarışın kadın, sakalını kestiğin reklamcı, evini kiraladığın bankacı, kaldığın “butik” otelin sahibi, çocuğunu teslim ettiğin öğretmen, zerzevat sattığın ve yazılarına pek bayıldığın köşeci DE pekala Kürt olabilir.

 

Ne yapsın şimdi onlar sen yanlarında Kürtlere dere tepe düz giderken? “Hepsi hain, hepsi işbirlikçi, hepsini bombalayacan!” dediğin zaman?

 

Bir başka Kürt arkadaşım ilkokul öğretmeni ve öğrencilerinden duyduklarından siniri bozulmuş vaziyette. “Evlerde küçük Kürt katilleri yetişiyor gibi gelmeye başladı. Nerelisiniz diye soracaklar diye ödüm kopuyor” diyor. İlkokul öğrencilerinden söz ediyorum dikkatinizi çekerim!

 

Beni facebook’tan bulan eski sınıf arkadaşlarımdan da gelip duruyor ırkçı mesajlar.. Hiç akıllarına gelmiyor belki ben bir Kürdüm?!? Eskiden bunu belirtmeye gerek duymuyorduk ama yani tipim göstermiyor diye olamaz mıyım? Bir batı ilinde beraber okula gittik diye Kürt olma ihtimalim yok mudur?

 

Kürt değilim tamam ama belki bir Kürt’le evlendim?! Çocuklarım yarı Kürt?! Eniştem belki Kürt?! Kuzenler yeğenler belki yarı Kürt?!

 

Olamaz mı? Hayatında silah tutmamış yeğenlere, kuzenlere hain gözüyle mi bakacağım bundan sonra hanımefendiler beyefendiler küçük akıllarıyla böyle buyuruyor diye?

 

İpin ucu bir kaçtı, öyle böyle değil. Bugünlere Türk olmak ne kadar zorsa memleketin batısında bir Kürt olmak da o kadar zor anladığım kadarıyla.

 

Zaten fiili saldırıların da başladığını duyuyoruz oradan buradan. Basınımız da yer almıyorsa da kulaklara geliyor..

Nereye gidiyoruz nereye?”

Tuğçe Baran  

Kaynak vatan gazetesi. Kasım 2007

tugce.baranotti@gmail.com

Svegi ve Barışla Kalınız...

24.11.2007

 
 
 
 

Copyright © 2008 Dündar Sansur.Her hakkı saklıdır.

www.dundarsansur.com

Tasarım:Faruk GÜNEŞ