“İşte Benim Felsefem!…(1)”

 

İnadına Barışı Sevmek, İnadına İnsanı Sevmek...

 

“Bu Yazı İnsanlığa ve Toplumsal Barış ve Kardeşliğe Sevgi Dolu Bir Atıftır.!”

 

      "İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için, sevmekten korkuyor.

Sevilmekten korkuyor, kendisini sevilmeye layık görmediği için

Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için.

Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için.

Duygularını ifade etmekten korkuyor, rededilmekten korktuğu için.

Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğinin kıymetini bilmediği için.

Unutulmaktan korkuyor, dünyaya bir şey vermediği için.

Ve ölmekten korkuyor, aslında yaşamayı bilmediği için."

W. Shakespeare

 

 

      Dicle’nin  derinliğiyle bir balıkçı kuşu  gülüşü gibi güzel sesiyle çakıl taşları arasından sızıp gelen su, çimenler, Cudi’nin eteklerinde açan dağ çiçekleri nergizler, ceylanlar, kuşlar, kırlangıçlar, yeni doğmuş süt kokan bebekler, güller, toprak, rüzgarda nazlı nazlı devinen yapraklar, ağaçlar, kısacası her şey. Ne yana baksam her şey bana insanları anlatır. İnsanların inceliğini, duyarlılığını, insancıllığını, sevecenliğini ululuğunu, yaratıcılığını, sanatçılığını.

 

 

   Dünyada bunca yıkım, kıyım, zulüm, ihanet ve kötülükler olmasına rağmen, yine de insanlar hakkında kötü düşünemiyorum. İnsanları öylesine güzel, öylesine derin, anlamlı, zarif incelikli düşünüyorum ki, onları güneş gibi sıcak, toprak kadar vefalı, su kadar temiz, çimenler gibi zarif, ceylanlar kadar güzel, kuşlar gibi özgür ve verimli bir toprak kadar ağır ve olgun düşlüyorum.

Ya güller, gülleri anlatacak kelime bulamıyorum, o üstün gururlu, minnet nedir bilmeyen, kendinden güzelliğinden emin, güller bana daima genç kızları hatırlatır. İnce, hassas, kızararak bakan, soluveren, hemencecik küsen, kırılan, tatlı bir söze gülümseyişe hemen açıveren yüreğini. Güllerki her yaprağı binbir mana binbir renk, ahenk ve ifade dolu.

 

 

    Savaşlar, silahlar, ölümler, iftiralar, intikamlar, açlık, sefalet, ilkel ırkçılık, dini bağnazlıklar, kan, kin, nefret, gözyaşı, körpecik çocukların ölümleri vs vs… bütün bunlar beni hayal kırıklığına uğratsa da; her şeye rağmen insanları güzel düşlemekten kendimi alamıyorum. Çünkü insanları yeryüzünün en değerli varlığı olarak görüyorum. Vicdan, adalet, merhamet barış  ve sevginin, insanı insan eden ögelerin en başında geldiğini unutmayarak yaşıyorum. İnsanı insan eden bir diğer öğe ise bilinç ve düşüncedir, duyguysa olaylar karşısında ve yaşamda insanın yaşadığı acı ve sevinçtir. İyilik, dostluk, güzellik, adaletli ve vicdanlı ve ve barışçıl olmak salt insana özgü bir olgudur. Çünkü yüce Allah’ın yarattığı insan, sosyal bir varlıktır. Aydınlık ve karanlık nasıl birbirinin zıddıysa, iyilik ve kötülük, güzellik ve çirkinlik de birbirinin zıddıdır. Ama evrende her şey iç içedir ve beraber yaşar. Karanlık, kötülük, çirkinlik nasıl ki körlüğü, cehaleti, zulmü, haksızlığı, adeletsizliği, vicdansızlığı, sevgisizliği, hoşgörüsüzlüğü temsil ediyorsa. Aydınlık, Barış, iyilik, güzellik de, bilgiyi, doğruyu, dostluğu, merhameti, dürüstlüğü, adaleti ve vicdanı temsil eder. Unutmayalım ki, tabiatı güneş aydınlatır, insanı da bilgi. Bilgi eğer iyinin ve vicdanın hızmetinde ise hakça paylaşım ve adalet olur. Yoksa, haksızlık, vicdansızlık, zulüm ortaya çıkar.

 

Yirmi birinci yüzyılda hala insanın inancına, diline, kültürüne, bilincine, düşüncelerine, görüşüne ket vurarak, inkar ederek, baskı uygulayarak hakaret ederek bir yere varmaya çalışan sırtlanları anlamaktan güçlük çekiyorum. Tertemiz bir suyu bulandırmak ne kadar kolaysa, bir insanı dininden, inancından, renginden, dilinden, tipinden dünya, görüşünden dolayı, hor görmek, küçük düşürmek, aşağılamak, red etmek iftira atmak da belki o kadar kolaydır.

   Önemli olan yaşamayı bilmek ve yaşarken de paylaşmayı, dünyada her insanın yaşam hakkına saygı duymayı, insanları anlamayı ve en önemlisi de hoşgörüyle bakmayı savunmak ve sevmesini bilmek. Her şey son derece hassas ve basit. Zor görünse de. İnsanları diğer canlılardan ayıran özellikler de bunlar olsa gerek…

 

 

"BARIŞ’IN SESİNE BİR TEK KORKAKLARIN KULAKLARI TIKALIDIR!..."

                     "O SESE…!!!

                             ve Yüreğinize... Selam Olsun..."

                                 Sevgi ve Barışla Kalınız…

 

                                                    devam edecek....

 
 
 
 

Copyright © 2008 Dündar Sansur.Her hakkı saklıdır.

www.dundarsansur.com

Tasarım:Faruk GÜNEŞ