Elesine...(5) Neydi Sevgi...1

Kaldırıp başını tüm gizemiyle öylece orada asılı duran yıldızlara bakıp derin bir düşünce girdabında karmaşayı yaşıyordu. Nedenlerin niçin lerin denklemleri onu boğarcasına sıkıyordu, insanların vurdumduymazlığına bir isyandı sessizce karanlığın içinde kaybolan çığlıkları, Mem neden Zine kavuşamamıştı, ya Mecnun niçin Leyla’sına veya Ferhat Şirine varmamıştı… Bir bir geçiyordu beyninden, sorgulanan tarih ve yüreğinden adeta trenler geciyordu sessiz ve derinden.. Rayların demir halkalarında yüreğin göz yaşları kalıyordu düşünürken bir deminde gecenin yalnız ve hüzünle, insanlardan bir insan. Düşünmek için en güzel saatti yaşanılan, dupduru seher vakti. İnsanlar çoktan derin uykunun sıcak kucağındaydı. O ise düşüncelere daldı. Hayatın ruhun ne olduğunu düşündü. Neydi insanların hayatları boyunca peşinden koştukları gerçek.? Bazen bir damlası için koca ömür gözden silinen Niye anneye babaya bu kadar bağlı olurdu insan ruhu? Neden Anneler Babalar evlatlarının rahatı için binbir çileye katlanıyorlardı? Sadece insanmıy dı bu yolun yolcusu? Hayır bütün kainatta aynı kanun işliyordu. Bir atomda bile elektronun etrafında dönüp duruyordu; dünyanın güneşin etrafında döndüğü gibi, alıp başını gitmediği gibi. Anneler ve Babaların hepsi yavrularının peşinde koşuyordu neden? Cevabı basitti: SEVGİ’ydi bu. Kainatta gözlenen ve insan hayatının her safhasında hissedilen sevgi... Peki neydi sevgi? Başta insan bütün mahlukatı peşinden koşturan sevgi neydi? Bütün yüreklerde arzulanan; yaşamayı anlamlı kılan; hayallerde kurulan doğumdan ölüme onun için yaşanan bulununca içinden çıkılmak istenilmeyen.... Sevgi nasıl doğar nasıl ortaya çıkardı ansızın? Kaynağı neydi sevginin.? Niye Cudi’nin eteklerinde bir çiçeğin güzel yüzüne bakmadan geçilemez? Güneşin doğuşu ve batışı ufukta rengarenk manzaralar çizerken insan ruhu şiir yazmak dalıp gitmek ister neden? Ya da bir ihtiyaç anında bunalmışken yanıbaşında bitiveren bir dost eli, yüreklere sıcaklık taşır niçin? Ana kucağı niye hep tatlıdır, düşlerde bile? Hatır soran içten bir ses memnuniyet verir, niye? Bütün bu sorulara verilecek cevap sevgimi? Evet sevgi başka neki? Sevgi kaynağı fedakarlık olan Diçle’mi, susadıkça içilen, içildikçe kavrulmuş ruhu serinleten? Yoksa güzellikmi, bir gülün yapraklarının açılışında, bir yavrunun gül avuçlarında saklanan? İlkbahar gelişinde bütün yeryüzünü şenlendiren şey sevgimi? Sevgi vermekmi? Sıcak bir dost eliyle uzanan, samimi bir gülümseyişle sunulan? Sevgi cesaretmi?Destek çıkan savunan yalnız bırakmayan!... İnsan sevginin neresindeydi peki?İnsan sevgiye hasret doğuyordu; insan sevgiyi arayıp duruyordu ilk nefesten son nefese. Koşuyordu peşinden bütün gücüyle.Bunun için yaratılmıştı.Kimi buluyor kimi bulamıyor.Kimi bulduğunu sanıp aldanıyordu bir ömür boyu.Şeytanın hiç olmadı kadar oyuncakları vardı asırlarında. Süslü yaldızlı pırıl pırıl parıldayan Ulaşılması kolay bin bir renklerle sunulan.İnsanın bir yönü çocuktu hep; sunulanı hemen alıyordu.Ellerini yüreğini parçalıyordu herşey.Gözleri öylesin kamaştıki bazılarının, bir ömür boyu farkına varamıyorlardı....

Dündar Sansur...-05.04.2005

 

 

 
 
 
 

Copyright © 2008 Dündar Sansur.Her hakkı saklıdır.

www.dundarsansur.com

Tasarım:Faruk GÜNEŞ