Aç İnsan Değerlerini Bile Yer! ”Lao Tzou”
Kişilerin, Partilerin, sivil toplum derneklerinin adı yasalarda belirlenen kurumların, yine yasaların belirlediği demokratik çerçeve içerisinde, hak arama, gösteri yapma, miting yapma tepkilerini dile getirme hakları vardır ve bu yasalarca da korunmaktadır da. Sosyal hukuk devletlerinin en belirgin özelliklerinden birisi ve en önemlisi çoğulculuk, çok seslilik ve muhalefet olgusunun yerleşik olmasıdır. Çok sesliliğe, çoğulcu demokratik söylemlere, muhalefetin varlığını hazmetmeyen hükümetler, yönetimler, devletler, kurumlar partiler tarih önünde insanlığın vicdanında yargılanacakları gibi, onların başarı şansı elbette yoktur olamazda. Bunun örneklerini yakın ve uzak tarihlerde gerek imparatorluk yapmış yönetimler gerekse demokrasiden uzak çok sesliliğe silah sıkan, muhalefeti hapisle, ölümle, sürgünle zindanla mide bulandıran yasaklarla susturmaya çalışan devletlerin nasılda yok olduklarını ve hala insanlığın vicdanında nefretle yargılandıkları bilinmektedir.
Gerçekçi, mantıkçı akılcı ve hümanist toplumların Demokrasiyi ne kadar önemsediklerini yine o toplumların her anlamda sorunlarını nasılda çözdüklerine bakarak ve yine o toplumların her anlamda dünyaya “şöyle veya böyle beğeniriz ve beğenmeyiz” hakim olduklarını aynı zamanda diğerlerine modern toplum modeli olduklarını net ve rahat bir şekilde görmekteyiz.
Bütün bu söylemler dili dini rengi ırkı coğrafyası gözetmeksizin bir bütün olarak insanlığın ortak paydası ve malıdır. Erdemi yakalamış insan ve toplum kültürel ve eğitim çığırıyla sıçrama yapmış milletler bunu yine yasalarını yasaklarla değil vatandaşlarının ve toplumlarının önünü özgürlüklerle açarak sağlamıştır.,
Değerli okurlar, değinmek istediğim bir diğer konu geride bıraktığımız günlerde gerçekleşen Silopi’deki olaylar…
Bilindiği gibi 2 hafta önce Silopi’de çocuk kaçırma vakası ile başlayan gerginlik bir takım nahoş olayların gerçekleşmesine neden olmuştu. Aynı zamanda Silopi’de gerçekleşen taşlı sopalı gösteriler, ulusal basınında gündemine oturmuş ve Silopi’ye yakışmayan görüntüler bütün TV’ler de verilmişti.
Bizler, aydınıyla, yöneticisiyle, seçilmişi ile sağduyulu vatandaşı ile birlikte Silopi’de gerçeklerden bu olaydan bir takım dersler çıkarmak mecburiyetindeyiz. Yukarda izah ettiğimiz gibi elbette insanların tepkilerini legal reflekslerle sağlıklı muhalefet etmelerini kesinlikle savunmaktayız. (Karşı da olsak hoşumuza gitmese bile.)
Ancak Silopi’de gerçekleşen bu olayların şiddete dönüşmesini, güvenlik güçlerine taşlı saldırılar yapılmasını ve çevrede bulunan araçların binaların çamlarını kırıp, döküp, yakıp şiddetle seslerini yükseltmesini asla tasvip edemeyiz. Edemediğimiz gibi bu tür yasal olmayan yöntemlerin asla hak arama yöntemleri ve demokratik bir çıkış olduğunu da söyleyemeyiz. Bilakis, bunu karşısında olduğumuzu belirtir bu vakalarla Silopi’nin Şırnak’ın gündeme gelmesini de şiddetle kınıyoruz.
Değerli Şırnaklılar; Konu ne olursa olsun, sonuç üzerinde değil sebepler üzerinde değerlendirme yapmak bizleri her zaman doğruya daha çabuk götürür. Sonuç üzerinde değerlendirme yapmak, sadece duygusal ve bir kaçış yöntemidir. Sebepler ve nedenler üzerinde yapılan değerlendirmeler geleceğe doğruya açılan aydınlık bir kapıdır. Şimdi gelelim meselenin özüne, en çok tartışılan konu, Silopi’de gerçekleşen ve adeta sosyal patlama olayının siyasimi bir çıkış mı, çocuk kaçırma olayına bir tepkimi, ya da işsizlik, ekonomik sıkıntılar ya da Habur’daki son dönemlerde gerçekleşen adeta bölge halkını boğan bazı uygulamaların bir birikimimiydi?
Ya da neydi insanları bu denli kızdıran yanlış yapmalarına neden olan şey?” “herkes bunu sorguluyor bugünlerde” Bir kere neden ne olursa olsun gerçekleşen şiddetli gösterileri asla kabul göremeyiz. Ama benim kanaatim, Silopi AK Parti ilçe başkanında izah ettiği gibi, bu vakanın kesinlikle siyasi bir provokasyon olmadığı yönündedir... Bende orada gazetecilik görevim vesilesiyle çekim yapıyordum. Taşlar bize de geldi, gözümüze biber gazı kaçtı, nefesimiz daraldı ciğerimiz nefessiz kaldı vs vs. Ve benim orada gördüğüm, her kesimden insanların, her partiden, her farklı görüşten insanların kitlenin içerisinde tasvip edilmeyen gösteride olduğudur. Tabiî ki, bu olayda tepkilerini çocuk kaçırmadan dolayı gösteren insanlar da vardı. Bunlar azımsanmayacak derecedeydi de.Ancak diğer kesim insanların genel çoğunluğu işsizlik, ekonomik, sıkıntılar ve Habur gümrük kapısında geride bıraktığımız bir ay içerisin de korunun yanında yanan yaşlardı, desek abartı olur mu, ona da siz karar veriniz!. Habur sınır kapısının bölge için ne denli önemli bir gelir kaynağı hatta tek ekmek teknesi olduğunu hepinizin malumudur. Ve bu kapıdan gelir elde eden insanlar elbette yasalar çerçevesinde gümrük yasalarının belirlediği çerçevede para kazanmalıdırlar. Kim yaparsa yapsın, ne için yaparsa yapsın, vatandaşı ya da devlet memuru Yasadışı yapılan hiçbir uygulamayı tasvip etmiyorum bilakis karşısındayım.
Bir kere yasadışı yollardan Habur’dan gelir sağlayanlar ile dürüst çalışan insanların ayırt edilmesi kesinlikle şart olmalı. Korunun yanında yaşın yanması bir devlete yakışan bir anlayış bir tavrı asla olmamalı.
Kötüler yolsuzlukla rüşvetle ahlaksızlıkla para kazanan, kim olursa olsun, yöneticisi, gümrükçüsü, memuru, kolcusu, muayenecisi, şirket çalışanları, firma sahipleri, şoförü vs hak ettiği cezayı yasalar ve hukuk karşısında vermeli elbette. Ancak bunu yaparken, topyekun herkesi suçluymuş gibi hırsızmış gibi,kaçakçı muamelesinin yapılması da kabul edilir olamaz…. Kanımca, çocuk kaçırmaya tepki, işsizlik, haburdaki bazı yanlış uygulamalardan kaynaklı olgu, ekonomik sıkıntı bir bütün olarak Silopi’de gerçekleşen olayların genel toplamıydı. Desek abartımı? Buna da yine siz karar veriniz efendim!.
İşin özü, bu nedenle Silopi’de geride bıraktığımız haftalarda gerçekleşen demokratik hak arama yönteminden çok uzak, Silopi’ye yakışmayan, yasadışı tepkiyi asla kabul göremeyeceğim gibi bu olayda metanetle davranan Güvenlik güçlerine de Silopili bir vatandaş olarak ta teşekkürlerimi sunmak isterim… Umarım bu olaydan gereken dersi herkes almıştır. Barış ve sevgiyle…
Dündar Sansur...-28.07.2006