Sivil Toplum Dernekleri Fasa Fiso(Mu)!

"ŞIRNAK'TA SİVİL TOPLUM DERNEKLERİ FASA FİSO(MU)!"



    Toplumu hareket halinde bir bütün olarak ele alan sosyoloji bilimi, toplumun özelliklerini ele alırken, onun aynı zamanda yardımlaşmalara imkan verme özelliğinden söz eder. İnsanların, bir arada yaşamalarının doğal sonucu olarak; diğerine muhtaç olma ve birlikte var olma duyguları yardımlaşma, dayanışma gibi değerlerin oluşmasını ve kurumsallaşmasını sağlar.

  Gelişmiş toplumlarda bireyler toplumsal sorunlara karşı tepkilerini, çözüm önerilerini kamuoyuna duyurmak için örgütlenme yoluna giderler. “Örgütlü toplum çağı” olarak adlandırabileceğimiz günümüzde, en küçük yerleşim biriminden devlet aygıtına kadar sosyal yaşamın her safhasında örgütlerle karşı karşıya bulunan bireylerin bu örgütlerden taleplerini, onların eylemlerine karşı tepkilerini, mevcut sorunlara çözüm önerilerini dile getirmek için örgütlenmeleri gerekir.


   Ülkede veya bölgede,sosyal ve ekonomik)var olan sorunlara dikkat çekmek, onlara ilişkin kamuoyu oluşturmak ve çözüm üretmek amacıyla duyarlı kişilerin oluşturduğu dernek, oda, vakıf, sendika, platform, inisiyatif vb. türü örgütler sosyal yaşamın ayrılmaz parçaları haline gelmeli. Bu örgütler, toplumda ortak bilincin oluşmasına katkı sağlamak zorundalar...
Bu maksatla Şırnak bölgesinde sosyal, eğitim, sağlık ve ekonomik sorunların giderilmesi veya azami bir noktaya çekilmesinde sivil toplum örgütlerine önemli görevler düşmektedir..
Şırnak bölgesinin sivil toplum örgütleri, bu güne kadar mevcut hükümetlere ya sesini yeterince duyuramamış, ya elbirliği vererek dayanışmayla ortak deklarasyonlar verememiş, ya çıkan sesler çok cılız olmuş, yada seslerini mevcut hükümetler duymak istememişlerdir..
Sonuç ne olursa olsun gelindiği noktada varolan sorunların ağrılığında onlarında günah payı kaçınılmazdır…

  Ama sorunu sadece bu örgütlerin yöneticileriyle sınırlı tutarsak haksızlık olur.. Sorun bu örgütlere şikayetlerini götüremeyen,veya onlara tetiklemeyen,veya onlar üzerinde olumlu yönden baskı kurup denetleme mantığından yoksun halktadır da aynı zamanda…
Yaptığım araştırmalar neticesinde…Şırnak’ta 7 dernek başkanlığı.Cizre’de 7 dernek Başkanlığı,Silopi’de 6 dernek başkanlığı,Uludere’de 3 ,İdilde 4 dernek başkanlığı mevcut. Artı bu rakamlara sosyal ve diğer alanlarda faaliyet veren dernekler eklenmemiştir.


    Ama gel gör ki, bu kadar sivil örgütler dururken neden Habur gümrük kapısındaki sorunlar “gerek fiberlerin hala bir sorun olması, gerekse sınır ticaretinin genişlemesi” konusunda hala derin handikaplar yaşanmaktadır…yada KARKEY'in" Karadeniz Elektrik Santralinin Silopi'nin insanına doğasına saçtığı zehirli dumanlara legal tepkilerini hiç bir sahada neden göstermemekteler,yada Şırnak'taki su sorunu,İdildeki Sağlık sorunu, Uudere'deki Eğitim sorunu, Beytüşşebab'taki yol sorunu vs vs vs... istediğimiz kadar yaşama dair sorunların yüzlercesinin olduğu bir şehir olan, her taşın altında bir sorunun çıktığı bu şehirde "Şehri-nuhta Şırnak'ta" ne gibi sağlıklı bir projeyi hayata geçirmişsiniz çok merak ediyorum. Ben sivil toplum derneklerinin böyle bir projelerini şahsen duymadım,varsada birileri bana hatırlatsın!!!...



      Kısaca bu sorunların özünde duyarsızlık yatmakta, ilgisizlik yatmakta, kendi kişisel beklentilerine bu dernekleri alet etmek,yada koltuk sevdası paranoyası yatmakta.hatta bazı derneklerin başkanları o koltuklara yapışmış sosyal aktiviteleri,çabaları,çalışmaları vs olmamalarına karşılık  senelerdir hala oturmaktalar. Hayır yanlış anlaşılmasın,ben oturmalarından gocunmuyorum,ve insan olarak hepsini de seviyorum.  Ancak, sadece bu mide bulandıran tepkisizlikleri ve sorunlardan uzak kalmaları yada KENDİLERİNİN BİZZAT SORUNLARIN  BİR PARÇASI OLMALARI,DOLAYISIYLA SORUNUN ÖZÜNDE  SORUNU DERİNLEŞTİRMELERİNEDİR TEPKİM...!" Kanımca, bu dernekler, kendi toplumlarına karşı vazifelerini yerine getirmemektir. Bilakis bu derneklerin tabelacılıktan öte bir anlamı olmadığını düşünmekteyim.  Doğrusu bu sivil inisiyatifin kokuşan  bir ayıbıdır…! herkes,siyasetçisi,yöneticisi,seçilmişi atanmışı vs özeleştirisini vermekten korkmamalı,hatta özeleştiri mekanizmasını geliştirmessek büyük yanlışlara düşeriz....

  Ondan dolayı gerek ekonomik, gerekse sosyal anlamda gelişmelerin kaplumbağa hızında devamı kaçınılmaz olmaktadır… Konunun hassasiyeti ve de ciddiyeti bakımında daha sonra tekrar bu konuyla ilgili eleştiri ve bilgileri siz Değerli Okuyuculara aktarcığız.. sevgiyle…

 "YA BİR YOL VERİN,YA YOL GÖSTERİN YADA YOLDAN ÇEKİLİN..."
                                    BARIŞ VE SEVGİYE.........

Dündr Sansur...-20.02.2006

 
 
 
 

Copyright © 2008 Dündar Sansur.Her hakkı saklıdır.

www.dundarsansur.com

Tasarım:Faruk GÜNEŞ