|
|
Mezopotamya'da Seni Yaşamak... |
|
Anlatamadım seni Fırat'a O da sen gibi akar yüreğime derinden derine... Haykıramadım Cudi'ye seni O da sen gibi isyanlarda ansızın Sığdıramadım sevdanı Mezopotamya'ya O da sen gibi isyanlarda ansızın... Söylemedim Zin'e seni, O da sen gibi saklar buseleri bir güne Mem'e Gözlerimde Dicle, dudaklarımda senil türküler,
Ne zordur bilir misin be sevgili... Mezopotamya'da seni yaşamak.
O deniz gözlerin, pusu kurmuş uykuma apansız, Bir vaktinde gecenin senli anında haince... Bilir misin pencerelere hayalini çizebilmek Ayaz kışta tenimden akan bulutlarla sensizliğe inat Ne zordur yokluğuna dayanmak Gelecekten umutsuz geçmişlerde seni aramak Umutsuzluk ikliminde o kadar kolay mı sanırsın...
Mezopotamya'da seni yaşamak Ne zordur bilir misin be sevgili...
Öyle zor ki katran gecelerde sormak seni böyle hoyratça Kara gölgelerde hayalini aramak ne zordur bilir misin Poyrazlarda çırpınan yüreğim yüreğine eser seherlerde Nostaljik bir melodiye dönüşür rüzgarın o ıslık sesi Karışır sevginin avareliği deli başımda, dört dönerim sensizliğe Sevgi istasyonlarında yalnızlığı oynamak..
Ne zordur bilir misin be sevgili Mezopotamya'da seni yaşamak...
Bir çırpıntı duyulur karanlık sularımda, depremler geçiririm Bulutlara dönüşürsün eteklerinde Cudi'nin, bulutlar sana dönüşür Şimşekler çakar gözlerimde yağmurlara dönüşürüm Yağmurlar bana dönüşür, ve gök kuşağı olursun gözlerimde Gözlerim gökkuşağı olur gözlerinde. Usul usul doğar güneşin sırılsıklamlığıma sıcaklık Sevdama can gelir, bir adım ötede ölüm Bir adım ötede kefen, bir adım ötede hayalin sesi Hayallerimde sana kavuşma tutkusu; Nefesimde nefesin, yüreğimde sen, sen, sen, delicesine
Ne zordur bilir misin be sevgili Mezopotamya'da seni yaşamak... |
|
Dündar Sansur |
|
|
|
|