Hangi kente sığınsam Çarcıradır bütün meydanlar, Ferman verilir, mahkemeler kurulur Sorgulanır tenim, kırılır kalem, Yitirir hükmünü merhamet Ve ölüm kusar bütün insanlar üstüme…
Hangi limana sığınsam, Kabarır suları denizlerin. Korsanlar çevirir dört yanımı Esir düşerim, düşlerim prangalanır. Bağı, sökülür bir hayatın… Boğar beni arsız dalgalar, Bir tek boğazımda kalır İnsanların parmak izleri…
Hangi iklime sığınsam, Dökülür yaprakları akasyaların, Neşter vurulur bahara Kan kaybeder gelincikler… Solar papatya kokusuz kalır tenim Ve soluksuz kalır mevsimler, Bir tek uçurum çiçekleri düşer payıma. Boy verir parelenen bağrımda ölürken hayat Ve yaşanmamış bir bahar kalır ölürken çocuklar….
Hangi sözcüğe sığınsam, Yasaklı bir yasa maddesidir adım… En masum vurgularda bile Suskundur çığlık, payına zindan biçilir İllegal bir yaşama sürgün düşer şiir, Bütün sığınaklar zindana çıkar Ve sığınak bulunmaz ölmeli şair Ya yazmamalı hiçbir sözcük aşkı Ya da ölmeli söz…
Hangi sevgiliye sığınsam, Afaki gecelerde aydınlık nedir bilmez Enkaz yığınıdır, viranedir gözleri Mefkuresi ırak bir düştür dorukları, Kaf dağının ardında saklıdır yüreği, Göçebedir umutları, kıl çadırlarda ürkekliği Kurşunlara hedeftir tebessümü, Çatlak kaşlarına sinmiştir kederi, Ulaşılmaz bir ülkedir yurdu… Mayın döşelidir varılmaz bağrına Bir hüzün düğümlenir içine ağlar, Kavuşulmaz tenine, bedeli candır bu aşkın Taşımaz yürek bu yükü ve elemi Sevgilinin yitik yurdunda. Aşkların soy kütüğü hicrandır, firkattir Ve sevdalar yasaklı bir şiirdir bu coğrafyada…
Hangi dergaha sığınsam, Linç edilir kutsadığım dualar, Yakılır kitabeleri aşkın, söz düşmez bana Zincire vurulur yüreğin ketum dili… Na-makbul şiire ölümdür fetvalar, İlticalığım yetim, masumluğum da hor görülür Bütün kapılar üstüme kapatılır, Sığmam hiçbir yere sürgün olur ezgim. Dergahlar kuşatma altında…
Hangi umuda sığınsam, Döker yapraklarını bir bir, Solar bütün kardelenler, payıma öksüzlük düşer yine. Göç eder güneş, meçhul sahillere… Üşür sırtımda taşıdığım, “adıma zimmetli çile! “ Ve içimde büyütemediğim çocuklara Bırakacak düşlerim de hançerlenir… Geride kabuk bağlayan yaram kalır, sökemediğim hayattan Hiçbir umut değiştirmez bu feleğin çarkını Dar gelir tenime umut-suzluğun mezarı…
Hangi dağa sığınsam, Kar düşer şahikasına… Kaçakçıya, hayduda çıkar adım, Boy verir alnımda, kan çiçekleri Yaralanır vadilerinde zıpkınlanan umut… Dört cihet çıyanlar, yılan başlı süvariler! Varılmaz doruklarına yorgun düşer vuslat, Bir cigaralık nefes olur yaşam! Ve Potansiyel bir suçun tanığı olur bikesliğim…
Hangi geceye sığınsam, Ayyaşları mahmur ve gafil Fecrin doğuşunu bekler, yarınlara gebe umut…
Ve hangi şiire sığınsam, Düşer peşime bozkır atları! ... Bırakmaz peşimi firkatin gölgesi. Yitirir aşk çocuksu yüreğini… Kavgasında ihanete yenik düşer bütün imgeler… Ve yarım kalır sevda, yaşam şiir… ve mevsim... |