Ağlamayın çığlıklarım, Tıkanmayın boğazıma düğüm düğüm! Kıyısı olmayan denizlere yanaşmayan rotalarım, Boğulmayın esaretinde çılgın denizlerin Ne yana dönsek fırtınamı olacak, batık mı gezeceğiz deryalarda? Duyulmayan yerlere mi düşecek sesimiz Ve özgürlüğümüz bir kuşun kanadında takılımı kalacak? Bir avcının iştahında mı düğümleneceğiz boğazlara? Kurtlar sofrasına düşecek ulumalarla mı ürküceğiz Yaşam hep esaret rüzgarlarımı estirecek? Ve bir gün düşlere yenik düştüğümüzü anlayınca Senaryosu hep aynı olan gösterilere alkış mı tutacağız yine? Ve yine…
Ama yüreğimiz kuytusunda gizlenmiş sevgilere tomurcuklar ekecek Ve bir gün yeşerecek özgürce Ve inatla Ve kaygısızca...
Bir yürek kaybolurken, sessizce yaşanmış karanlıklarda Süzülürken doğan güneş, bir aydınlık doğacak gözlere. Kim bilir belki de yakındır son diriliş, Belki de yaşanmak üzeredir, Belki de yanıktır dillerde Dirilmek üzere öldürdüğümüz yürekler... |