Bekleyiş...

Yoksunluğunun fakirliğini yaşamak
Sensizliğin ölümüdür tarumar bedende.
Hasretin boğazımda düğümlenir, boğulurum,
Düşlerim yalın ayak, umutlarım paramparça
Seni arıyorum çırılçıplak coğrafyamda.....

Çırılçıplak düşlerde giydiriyorum gözlerini,
Kibrit çakarak karanlığa, sensizliğin hücresinde
Gölgen düşüyor, çakılıyorum zindan boşluğuna,
Zindanda çığlıklarım yankılanır, yer gök sarsılır.....
Prangaların pası çözülür, kan revan ellerimde
Ay düşer eteklerine Cudi’nin, asminlerin yapraklarına

Hazan sonları, yaprak dökümü başlar şafaklarda,
Aydınlıkların krallığına hüküm sürer gözlerin,
Dicle’nin sularına gömülür sensizliğin derinliği.
Mezopotamya’da ruhu canlanır efsanelerin mistik tonu.....
Özgürlüğe kelepçelenir dünüm, bugünüm, yarınım.....

Oysaki, sömürülmüş bir ben vardım artık,
Yüreğine dönük sevdanın hegemonyasında.
Savurduğun fırtınalara isyan bayrağı çekilir,
Tutsaklığımı yargılar, sensizliği idam ederim.
Körpecik zamanların senli kıyımlarında,
Sonum, sonsuzluğum, hürriyetim
Ya da esirliğim olursun, mülteci ezikliğim.

Bağrımda yeşertirim özlemlerin efsunlu kıvamını,
Avuçlarımda boy verir zambaklar, leylaklar,
Yoksunluğunda boy boy sen büyürsün,
Göz bebeklerimin nisan yağmurlarında
Sen büyüdükçe ben boğulurum yoksunluğunda.....

Hala seni arıyorum çırılçıplak coğrafyamda.....
Nerdesin lale kokulu ay dünyam?
Nerdesin gülüm, gülümseme sebebim, gül bakışlım
Şairliğime sebep, şiirlerimin suskun dili: nerdesin
Hala gökyüzünde mi saklanırsın pare pare?
Hala gökkuşağı mı bakar yoksunluğumda gözlerin?
Hala seviyor musun sendeki paramparça beni?
Hala sürgün mü baharların, güzlerin, bayramların.....?
Hala göçmen mi güvercinler, kanaryalar diyarında
Hala yok musun vardan öte, ötelerin yakınlığında?
Hala ağlar mısın yalnız, kimsesiz, onurlu ve bensiz?

Söyle hadi! Hala ne beklersin, yetmez mi bu ölümcül ayrılık?
Gel hadi! Durulsun deryaları göz kapaklarımın
Bensizliği idam et hadi, canlanayım tekrar avuçlarında
Yıkılsın Firavunların sarayları, Nemrutların tahtı,
Yeniden doğayım gözlerinin güneşlerinde,
Bedeninin Nevroz ateşlerinde kül olayım…
Çözülsün dili ezgilerinin, yankılansın tekrar eteklerinde
Cudi’nin.....

Ve hala gelmeyecek misin canına can verdiğim?
Sesinde yankılandığım, nefesinde hoyratça estiğim,
Dudaklarının ıslaklığında kavrulduğum sen,
Kaçıncı ölümüm, öldürülüşüm, ölümlerim yetmez mi?
Soykırımlarda tükenişlerim, kavgalarımda dayanağım
Yoksunluğun fakirliği dünyama yeniden doğ,
çırılçıplak coğrafyama
Yetmez mi bu sensizlik, ay gözlüm, nur-ı aynım,
Söyle hadi hala ne beklersin aşkım, aşkınlığım,
gül sebebim, gülüm

 

Dündar Sansur

 
 
 
 

Copyright © 2008 Dündar Sansur.Her hakkı saklıdır.

www.dundarsansur.com

Tasarım:Faruk GÜNEŞ