Bir hançer yarasının derinliğidir yalnızlık Kanayan bir tarihin gözlerinden Çarmıha gerilmiştir, takvimlerin Can çekişen mitolojik sayfaları Dicle ve Fırat İştar’ a akar Kızıllığında ironi bir akşamın Seyrine bir tebessüm belirir, Silahların gölgesinde Mezopotamya’da Ateştir artık yüreğin ve aşkın coğrafyası Zincirlere vurulmuştur, aşka vurulan yüreğin dili Prangaya vurulmuştur yarınlara uzanan umut Yakılır, bütün aşkların arşivleri bir bir… Yok sayılmış Mem, Siyabend, Derweş… Bir kez daha ölür Zin, Xêce Âdulê… Ve dinmez bir yaradır Sevdanın kalbine saplanan bu yitik, bu yetim, bu yok sayılış… |