Acı...

Yasaklarla bütünleşen bu yüreğe
Bir bir haps olunur çocukça telaşlar
Adı konulmayan acılar da başlar,
Doğumların bitmeyen sancıları
Yokluk hakimdir, arka sokaklarda
Özlem ateşleri yanar, bütün evlerin
Pencerelerinden alevler yükselir perde perde
Soluk bir yüz olur, aşkların tükenişi
Elvedaya vakit yok bu diyarda
Yakılmıştır düne dair resimler
Yaralara pansuman yapılırken,
Kül rengidir donuk ve mat bakışlar…

Bu coğrafyada yasak hep vardı! ..
Adı da yasaktı doğumlara isimlerin
Türküleri de geceyi andırırdı fısıldarken
En sevdalı tılsımların yüreğine,
Bir tek sen vardın bu demlerde
Düşlenince yüreğin, maviye çalar dağlar
Bir ateştir eteklerinde korlaşan
Yasak delinmiştir, orada biten hasrettir
Vuslatın bedenleri küllerinde doğar
Çılgın bir sevişmenin adıdır, dudak dudağa
Hazların doruklarına varılır yasaksız ve ateşle
Ruhu canlanır Kawa’nın Zerdüşti bir halayda
Ağlar bir bir tarihin aşksız geçen sayfaları
Seyre dalar göz ucuyla, an çalınır bir çığlıkla
Ve sığınak olur gizemli varlığının gözleri tenime
Sevgilinin yasaklı hasreti Mezopotamya’da! ...

 

Dündar Sansur

 
 
 
 

Copyright © 2008 Dündar Sansur.Her hakkı saklıdır.

www.dundarsansur.com

Tasarım:Faruk GÜNEŞ