Sana İnat...

 

Sana inat seni çizeceğim,
gökyüzü hayalin resmiyle süslenecek,
Güneşler çorak topraklara zemheride doğacak,
Yüreğimde bir çocuk düşü olacaksın,
doğacak sevgin gözlerime
Cudi’nin yamaçlarında adını yazacağım
nakış nakış,
Pusu kuracağım eteklerinde,
ellerimde nergisler,
krizantem çiçekleri
Saçlarına takacağım,
göz yaşlarımla beslediğim çocuksu düşlerimi,
Ürkek bir ceylan edasında
usul usul sokulacağım yanaklarına

Seni yaşayacağım,
adam gibi sevişmelerde gözlerini öpeceğim
Nöbet tutacağım uykularına,
bir başkası girdiğinde seni uyandıracağım,
Umuda kürek çekeceğim
bir avuntu mahmurluğunda, geceye inat.

Sana inat, cigaramın dumanına kokun sinecek,
Ciğerime çekeceğim nefes nefes,
melankolik bir tutkuyla
Terimde tuz,
gözyaşımda bal,
bağdaş kuracağım sofrana,
Kasırgalar kopacak yüreğimin sahillerinde, sensizliğe lanetler yağacak,
şimşekler çakacak,
tüm şehri kara bulutlar saracak,
gözlerin ve tarumar buselerin sebep olacak,
fırtınalara

Ama sana inat güneşleri getireceğim ellerimle
gamzelerine usulca bırakarak
Olmadığın saniyelerde zamanı durduracağım.
Sen zamana,
zaman sana dönüşecek,
kalp atışlarımın yelkovanında.
Mevsimlere inat baharlar getireceğim, sonbaharlarına papatyaları dikeceğim,
Renklere bürünecek dünyan;
kırmızı,
mor,
eflatun,
pembe.....
Ve sana boyanacak baharlar,
dört dünya
dört mevsim
Kaçmalarına inat yakınları yaratacağım,
nasırlı ellerinde ellerimin izi olacak,
Dudaklarımda dudaklarının ıslaklığı,
koynumda düşlerimin gizemi sevişecek,
Uzak kelimesi yer alamayacak hiçbir zaman,
Ne otantik bir masal,
ne mitolojik bir efsane,
Ne de sosyolojik bir vaka olacaksın,
Sen kıraç toprakların mistik demlerinde
bana dönüşeceksin.
ben sana...




Be hey yıldız gözlüm!
Tüm ezgilerimde notam
şiirlerimde imgem olacaksın
tılsım tılsım
türkülerde seni çalacağım,
Kerpiç duvarların ıssız kuytusunda adın
yankılanacak,
Nostaljik bir melodiye dönüşecek sevdam,
dillerden düşmeyen
Ay Dicle’ye seni yansıtacak,
narin bedenin yakamoz olacak,
sularında Dicle’nin.
Ben seyredeceğim,
Hülyalarımın naçar şafaklarında

Behey sevgili!
Seni denizlerin derinliklerinde saklayacağım,
Bulamayacak seni hiçbir sevda korsanı,
Yakut olacaksın derinliklerde
yüreğimin sahillerine mıhlanacak adın,
Hep bir hırçın dalga,
hep bir A-med-Cezir olacaksın,
Ve ben gözlerini,
dudaklarını,
ellerini,
yanaklarını,
saçlarını,
yüreğini,
yazacağım…

Şiirlerde,
şarkılarda,
resimlerde hep bir çiçek tuvali olacaksın.
Dedim ya!
Kaçışın boşuna sevgili,
gidişin boşuna, unutman boşuna,
Sen her içim’de,
ağu olacaksın dumanında cıgaramın...
Baktığım her yere gölgen düşecek,
gördüğüm her şey sen olacaksın.....
Seni bekleyecek bu naçar yüz,
bu tarumar beden,
bu yaşlı göz…
Sevgi istasyonlarında sessiz çığlıklar yankılanacak
Göz yaşlarım sensizliğe kan akacak
dört mevsim,
dört dünya…
Uçurum çiçekleri gibi,
seni bekleyeceğim,
seni yaşayacağım nefes nefes
 

Dündar Sansur

 
 
 
 

Copyright © 2008 Dündar Sansur.Her hakkı saklıdır.

www.dundarsansur.com

Tasarım:Faruk GÜNEŞ