Seni, tüm çıplaklığıyla bir okyanusun durgun ve de berrak derinliğinde... Seni, tüm gerçeğiyle tarihin kirlenmemiş ve de katıksız haliyle... Seni, tüm sevinciyle bayram sabahını karşılayan bir çocuk edasıyla... Seni, tüm acısıyla beyaza “yeter! ” diyen siyahın titrek gür sesiyle...... Seni, tüm ateşiyle Ehmed-î Xanê'nin sevdaya dair barışçıl duygusuyla... Seni, Mem gibi tümüyle bir yüreğe sığdırabilme aşkıyla … Düşünürken, sen bende zindan oluyordun, zakkum oluyordun, İhanet oluyordun, karanlık oluyordun, yüreğimde pranga oluyordun Kabus oluyordun, En senli en tatlı anında uykumun, yasak oluyordun.... En canlı anında düşüncemin,yok oluyordun, en varsıl deminde hayatın, Ve paramparça oluyordun sensizliğin yankılandığı düşlerimde, Yani boranların kuzey rüzgarlarının hoyratça hep delicesine estiği Bu yaralı, bu kırgın, iki yanı zindan, Gülmeyi sökemeyen Senli yürekte... |