Alıp sırtıma düşlerimi gider gibiyim; Aldırmadan mayınlara, Sevgilinin işgalsiz yüreğine Göçebe bir aşkın kalkış vaktinde Geliyorum göçmen tenimle, aç yüreğini! Tenim kuru, tenim ateş Tenim, erosun piskeye özlemi gibi Mitolojik kıyımlarda can verir gül, gülüşüne
İdam sehpasına gider, sana bu geliş Gidişimin dönüşü de yoktur artık Barut kokan patika yollarında Gözlerine korsan bir yolculuktur Bileti kesilen bir yaşamın sisli duldasında Uçurumdur, yokluğunun simsiyah rengi Ve umarsız yarınlara varılmaz, sevgili; Sen açmasan gözlerini… |