Çekip gittin, öylece beni bırakıp gecenin yalnızlıklarında Bir yanım hançer yarası, diğer yanım kaçak tütün kokusu, Ben odamda, nemli bir çay buğusu. Çekip gittin, öylece odamda nem, Yüreğimde çoraklık, ranzamda adın, Yatağımda bin yıllık bir yalnızlık çığlığı dolaşır gönül şafaklarımda
Sıcak bir beden isyanı, düşümde öfke, yarınımda umutsuzluk ve karanlık çizerdin çekip giderken Mehtap seni çizerdi, sen güneşe dönüşürdün, güneş sana. Gece karanlık, gece hain derdi ozan gece ihanet, gece karayel..... Sen seher olamıyordun, bahar olamıyordun, Sen boğazımda düğümlenen buruk bir sevinç Gecemde hasretler tespih tespih boynuma sarılırdı. Dualarımda adın beddualarımda hayalin melankolisi,
Dedim ya “gene git” ne son gidişin bu, Ne de son sitemim bu “gene git” Ben, ne zor alıştım bilemezsin, Hep savaştım karanlıklarımda kalabalık yalnızlıklarla.
Ama, sen de gittin diğerlerinin gittiği gibi Bırakıp beni gecenin kahredici soğukluğuna, ölümcül sensizliğine
Bir zehir, cüzamlı yokluğuna bir verem yüreğimde bin acı... Yokluğunda ölüm bir yaşam, ölüm bir sevda..
Evet Gül bakışlım! ; bu kaçıncı gidiş, kaçıncı sonbahar.... kaçıncı yaprak dökülen yaşamımdan. Baharlarımda en taze düşlerimde kaçıncı gülüm bu solan kaçıncı kahrediliş bilemezsin..
Haydi durma sende git… |