Yoksa Gülüşlerin...

Dizginlenemeyen kör talih uyanır
Sığınacak yer bulunmaz kaçış
Dört bir yana ölüm fermanları yayılır
Kalem kırılır paranoyak meclislerde
Varoşları yakılır büyütemediğim yüreğimin
Sebebidir gidişin aşkların fermanına
Yoksa gülüşlerin, yoksa dudaklarına dokunuş
Göç eder güneş, meçhul kıyılara…
Bulutlara dönüşür, eylül düşlerim
Öfke olur yağarım, bu kentin üzerine

Kepenklerine kilit vurulur İstasyonların
Matem yelleri eser vebası sarar şehri
Çıkışları tutulur sokakların bir bir
Kaldırımlarda çıplak oynaşır rüzgar
İşgale uğrar, yüreği dipçiklenir bu kentin
Bilenir bıçaklar, aman vermez cellatlar
Caddelerine kurulur üryan sehpalar
Yer gök sarsılır, gadabımın şiddetinden
Çocuklar ağlaşır perde arkasından
Yıldırımlara dönüşür çığlıklarım
Ölüm olur, yağarım bu kentin üzerine


Linç edilir yıldızları kayar korkusundan
Ayrılığın kavgasına kan verir gece
Yenik düşmez kıyamdaki emeller
Dağların şahikasında, karanlık dağılmaz bu kentin
Silahlı bir militan olur varılmaz yarınlara
Aşiret kuralları belirler bu çıkmazları
Yasaklanır vuslat güneşlere
Artık hükmü kalmamıştır umudun
Şarkılar susar bağrında şafağın
Kızıl bir düş gibi düş-tün gözlerimden
Gidiyorsan, gideceksen,
Kal deyişlerimi öpmüyorsa gülüşlerin
Toprağa dönüşür bu beden
İntihar olur yağarım bu “lanet” kentin üzerine…

 

Dündar Sansur

 
 
 
 

Copyright © 2008 Dündar Sansur.Her hakkı saklıdır.

www.dundarsansur.com

Tasarım:Faruk GÜNEŞ